Anal Sınırsız Beylikdüzü Escort

Bayanın Biyografisi

Evi arkadan anal sınırsız Beylikdüzü escort dolanarak dip taraftaki kömürlüğün yanına geldiler. Kömürlüğün yanından bahçe duvarı boyunca kavak ağaçları sıralanıyordu. Sık ağaç dalları. Komşu evlerden görünmelerine engel oluyordu.

Metin Yazarı bir sıçrayışta kömürlüğün üzerine tırmandı ve arkasına dönerek. Hadi gelin, verin elinizi bana dedi sessizce. Şaşkınlık ve korku dolu bir ifadeyle, aklınızı mı kaçırdınız siz. Bizi görecekler, çok tehlikeli, hırsız olduğumuzu düşünecekler hayatım kayar.

Bir an Önce gidelim buradan ne olur diye yalvarıyordu. Merak etmeyin, hadi verin elinizi bana, bizi burada görmelerine imkân yok. Hem görseler bile bu evdekileri tanıyorum ben, yabancı değiller. Çocukluğum bu sokakta geçti benim.

Anal Sınırsız Beylikdüzü Escort

Bir yalan uydururum elbet. Bahtiyar Bey elini uzattı, aklından, deli olmalıyım… Ben gerçekten deli olmalıyım. Akıllı adamın işi değil bu diye geçiriyordu. Evle bitişik olan kömürlüğün. Üst tarafında eve ait küçük bir pencere vardı, pencerenin orta bölümü kısa.

Ayrıca beyaz bir örtüyle perde niyetine kapatılmıştı, bu sayede kenar bölmelerden içerisini rahat bir şekilde görmek mümkündü. İçeriden fark edilmemek için iyice yere çömelip duvar kısmına doğru tostoparlak oldular.

Sadece göz ucu ile küçük pencereye köşe kısmından abanıp içerisini seyre koyuldular. Küçücük bir odaya eski püskü iki divan, bir koltuk, bir televizyon, bir mm up kalabalık bir insan topluluğu zorlukla sığışmıştı. Üstüne üstlük odanın muhtelif yerlerine çatıdan akan.

Yağmur suyu için koca leğenler, kaplar koyulmuştu. Orta yaşlarda bir kadın, bir erkek, beş tane çocuk ve yaşlıca bir kadın bir yer sofrasının etrafına escort Beylikdüzü kümelenmiş yemek yiyorlardı. Hepsi de büyük bir iştahla yiyorlardı önlerindeki yemeği.

Sanki günlerce aç kalmış gibi, kocaman ekmek parçalarını bir seferde tıkıştırıyor, kaşıklarını ağzına kadar doldurup midelerine hızla boca ediyorlardı. Bahtiyar Bey saklandığı yerden huzursuzluk içinde bakıyordu içeridekilere.  Hepsi de giyim kuşamı berbat, şekilsiz, kirli..

Ayrıca kaba kişilerdi ona göre. Bir ara olabildiğince sessiz, metin yazarına. Neden burada gizlice röntgencilik yaptıklarını’ sordu. Metin yazarı, şimdi konuşmayalım yolda anlatırım size dedi ve o ara çantasından bir fotoğraf makinesi çıkararak içeridekilerin fotoğrafını çekti.

Az sonra yemek yeme faslı bitmiş; orta yaşlı kadın, yaşları on iki ile on altı arasında olan iki kız çocuğu ile birlikte sofray1 toplamaya girişmişti. Diğer aile fertleri divanlara doluştular. Baba ise odadaki tek koltuğun üzerine oturdu ve hepsi televizyon izlemeye koyuldular.

Beylikdüzü Escort’da Her Şey Sizin

Sofrayı toplayan kızlardan biri elinde bir çay tepsisi ile geldi; önce adama, sonra yaşlı kadına. Ardından da diğerlerine çay taksim etti. Televizyonda yerli bir dizi oynuyordu ve bütün aile fertleri pür dikkat diziyi izliyorlardı.

Yüzlerinde garip bir Beylikdüzü escorts mutluluk ifadesi vardı. O ara baba bir sigara yaktı, kızlardan biri hemen koşup bir kül tablası getirdi. Yaşlı kadın da koynundan çıkardığı sigara paketinden bir sigara çıkarıp yaktı. Oda o kadar ufaktı ki sigara dumanı.

Bir bulut gibi ortalığı kaplayıvermişti. Manzara bu haldeyken Metin Yazarı birkaç fotoğraf daha çekti. Zaman geçiyor, içeridekilerin filme odaklı, kıpırtısız, nefessiz orta yaşlı kadının. Ördüğü kazağa arada bir göz ucu ile bakması dışında bir değişiklik olmuyordu.

Bahtiyar Bey hayatında hiç bu kadar ıstırap çektiğini hatırlamıyordu. Islak ve çamurlu kıyafetleri. Su çekmiş ayakkabıları yüzünden iliklerine kadar üşümüş, karın ağrıları başlamış, prostatı azmış, altına yapmamak için kıyasıya savaş veriyordu.

Çömelmekten ayakları uyuşmuş. Açlığını çoktan unutmuştu. Başta beğenmediği, küçümsediği bu küçük delikte olmayı bile arzuladı bir an. Patlama noktasına gelen idrar torbasını evin pis belâsına boşaltabileceğini. Ve o anda duyacağı büyük rahatlamayı hayal etti.

Sonra, içerideki sobanın önünde buz kesmiş ayaklarını ısıta bilmeyi. Tamam dedi kendi kendine. Ben marka yöneticisiyim. Bu, dünyanın en büyük görevlerinden biri. Biz olmasak dünyanın düzeni yürümez, dünya dönmez bile. Çünkü bu dünya alma satma üzerine kurulu.

Biz olmadan patronlar birer zavallıdır. Fabrikalarında ürettirdikleri milyonlarca ürünü satamazlarsa ne olur. Ürünlerin altında boğulup kalırlar. Onlar çılgınca ürettiriyorlar işte, kutsal görevim de çılgınca tüketmeyi sağlamak. Onun için buradayım, bu kutsal görev için!